“Karadağ Binbirkilise” Araştırmalarında Elde Edilen Bulgular Bilim Dünyasına Sunulacak
Çumra’da Türkü Rüzgârı Esti
Çumra Cuma Grubu, 40’ıncı senesine, Anadolu’nun birbirinden güzel türküleriyle adım attı.
Ahmet Gündüz’ün ev sahipliğinde Çumra İlçe Belediyesi Bilgehâne’sinde gerçekleştirilen toplantının sürpriz konuğu, Konya’nın damadı olan müzisyen şair ve yazar Bayram Bilge Tokel oldu. Saz sanatçısı Bayram Bilge Tokel, Konya’ya Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan Konya Okulu Youtube kanalında “Ozanlarımız ve Türkülerimiz” başlığı altında, canlı olarak sazlı ve sözlü Yunus Emre sohbeti yapmak için geldiğini belirtti.
Çiğköfte ikramının ardından Türk Halk Müziği (THM) saz sanatçısı, müzisyen, şair-yazar Bayram Bilge Tokel, konserine Yunus Emre’ye ait “Ömür bohçasının gülü solmadan/Uyan gel gözlerim gafletten uyan” ilahisiyle başladı. Bilge Tokel, sırasıyla şu türküleri okudu: Seher yeli nazlı yâre bildir beni, Gönül dağı, Bunca yıldır daldan dala konarsın, Kimse sana yâran olmaz yâr olmaz, İnsanlar kendini bile bilseydi, Ervah-ı ezelde, Nerde ne arıyon divane gönlüm.”
Konserin sonunda Çumra İlçe Belediye Başkanı Av. Recep Candan, saz sanatçısı Bayram Bilge Tokel’e “Çatalhöyük Şehri Çumra” yazılı belediyenin teşekkür plaketini takdim etti. ÇCG toplantısına Çumra Kaymakamı Hüseyin Ece, Çumra İlçe Garnizon Komutanı Muhammed Yaşar Hançer, Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu da katıldı.
ONLAR ZORLA ALIYORLAR ALLAH’TAN
Neşet Ertaş’la ilgili hatıralarını da anlatan Tokel, Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne atandığı 2003 yılının ağustos ayında, Neşet Ertaş’ın ısrarı üzerine konsere gittiklerini ve Ankara’ya dönüş yolunda Hacı Bektaş’a yaklaştıklarında yol kenarlarında ırgat işçilerin çadırları ve çadır kenarlarında üst baş perişan vaziyette oynayan çocukları görünce Ertaş, “Bayram gardaş bak bunlar da Allah’ın kulları. Allah sevmeseydi yaratmazdı” dedi. Sonra arabayı çadırların oraya sür dedi. Kendisi de arka koltuğa geçti ve meşhur şapkasını da yüzüne indirdi. Poşetin içinde konserdeki yüklü parayı da şu çadırlara dağıtalım dedi. Abi, bu tarlada çok çadır var. Paranın hepsini dağıtırsak sana bir şey kalmaz dedim. Uçak parası ile cıgara parasından başka benim paraya ihtiyacım yok. Kalan hepsini çocuklara ver. Çadır başı dağıtsınlar dedi. 5-6 yaşlarında bir kız çocuğu tanır gibi oldu “ana Neşet ağam!” der demez arabayı sürerek oradan ayrıldık. Ben, Neşet Ertaş’a “Abi Allah senden razı olsun. Fakir fukarayı düşünene Allah daha çok versin. Ama bunun tersi oluyor gibi” dedim. Uzun süre sustuktan sonra benim hayatım boyunca unutamayacağım bir cümle söyledi: “Bayram gardaş onlara Allah vermiyor. Onlar zorla alıyorlar Allah’tan” dedi.