Necmettin Erbakan Üniversitesinde Bilimsel Yayıncılık Faaliyetleri Değerlendirildi
İlk Meclis, Kurtuluş Mücadelesinin Tanığı
1.TBMM Binası bugün müze olarak hizmet veriyor. Tarihte önemli anlara şahitlik eden 1. TBMM, milli mücadele ve sonrasında atılan önemli adımları daha iyi anlamak için dikkat çeken bir müze olarak bugün ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzenin sorumlusu Fatma Hicret Un, müzeyle ilgili önemli bilgiler paylaşıyor.
Fatma Hicret Un kimdir? Bize hayat hikâyenizden bahsedebilir misiniz?
1981’de Konya’da doğdum. Bahçelievler Deneme Lisesi ile Gümüşhane Lisesinde okudum. 2005 yılında Hacettepe Sanat Tarihi Bölümünden mezun oldum. Aynı sene Kültür ve Turizm Bakanlığında çalışmaya başladım. Bakanlığın farklı birimlerinde görev aldım. 2012’de Ankara Üniversitesi Hindoloji Anabilim Dalında Yüksek Lisans yaptım ve Karşılaştırmalı olarak Hint ve Yunan Mitolojisi üzerine çalışma yaptım. Yaklaşık 13 senedir TBMM’ye bağlı Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde (I. TBMM Binası) çalışmaktayım ve yaklaşık 9 senedir de Müzenin Sorumluluğu görevini yerine getirmekteyim.
Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin tarihî önemi hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz? Burasının Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki yeri nedir?
Bu bina Türkiye Cumhuriyeti’nin belki de en önemli binasıdır diyebiliriz. 1915’te İttihat ve Terakki Partisi kulüp binası olarak yapılmaya başlanıyor ama tamamlanamıyor. Ardından yokluk ve imkansızlıklar içinde 23 Nisan 1920’de TBMM olarak açılıyor. Burada binanın tamamlanma hikayesi aslında dünya parlamento tarihi açısından da önemli diyebiliriz. Halkın egemenliğini temsil eden binayı halk kendisi tamamlıyor. Evlerinin çatı kiremitlerini sökerek meclise getirmeleri en güzel örnek. Dolayısıyla dünyada bir örneği var mı bilemiyorum. Okul sıralarından oluşan ve gaz lambaları ile aydınlanan bu küçük binada tarihi kararlar alınıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye Kanununun kabul edilmesi; Mustafa Kemal Paşa’ya “Başkomutan” görevinin verilmesi, yine Mustafa Kemal Paşa’ya “Gazi” unvanı ile “Mareşal” rütbesinin verilmesi; İstiklal Marşı’nın kabulü, saltanatın kaldırılması; Lozan Barış Antlaşması’nın onaylanması, Ankara’nın “Başkent olarak ilan edilmesi” ve nihayetinde “Cumhuriyet’in ilanı” bu Meclis çatısı altında oluyor. Bununla birlikte Meclis, o dönem Ankara ile tüm Türkiye arasında köprü vazifesi görerek millî birlik ve beraberliği sağlayan bir yer haline geliyor. Dolayısıyla günümüzde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak hizmet veren ilk Meclis binası Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir yere sahiptir.
TBMM binasının müze olarak dönüştürülme süreci nasıl gerçekleşti?
1957 yılında Millî Eğitim Bakanlığı Komisyonunca alınan kararla müzeye dönüştürülmek üzere çalışmalara başlanıyor ve nihayet 23 Nisan 1961’de “Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi” adıyla halkın ziyaretine açılıyor. Müzeye dönüştürme çalışmalarında bu binada milletvekilliği yapan pek çok milletvekili de yer alıyor. Hayatta olmayan milletvekillerinin varisleri onlardan kalan şahsi eşyaları müzeye bağışlayarak destekte bulunuyorlar. Bu binada kullanılan ve daha sonra ilk Devlet Müzesi olan Etnografya Müzesine devredilen eşyaların bir kısmı yine bu binaya getiriliyor. Özgününe uygun olarak müzeye dönüştürülüyor. 23 Nisan 1981’de de yeni bir teşhir düzenlemesi yapılıyor, Genel Kurmay Başkanlığından Millî Mücadele döneminde kullanılan silahlar ve haberleşme cihazları getiriliyor ve “Kurtuluş Savaşı Müzesi” adını alıyor. Günümüzde TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı bünyesinde hizmet vermeye devam ediyor.
Müzenin sahip olduğu eserler ve sergiler hakkında biraz bilgi verebilir misiniz. En dikkat çekici ya da anlamlı eser hangisi sizce?
Müzede sergilenen eserlerin büyük çoğunluğu Meclis döneminden kalma. Her eserin ayrı bir hikayesi var bu yüzden bu soruyu cevaplamak güç. Örneğin teşhirde görülen hokka takımları Son Osmanlı Mebusan Meclisinde de kullanılmış. Mescitte sergilenen sancak, Meclis açıldıktan sonra Meclis duvarına asılmış. Reis odasında sergilenen eşyalar Mustafa Kemal Atatürk tarafından kullanılmış. Genel Kurul Salonu bütün önemli kararların alındığı yer. Haberleşme ve Silah Gücü Odasında bulunan silahlar ve haberleşme cihazları, Millî Mücadeleyi en iyi yansıtan eserler arasında yer alıyor. Kulis’te sergilenen bayrak 23 Nisan 1920’de Meclis çatısında dalgalanan bayrak. Anayasa Komisyonu odasında yer alan masa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olan Lozan Anlaşmasının imzalandığı masa. Zabıt katipleri odası gezildiğinde dönemim zor şartları daha iyi anlaşılıyor. Binanın kendisi zaten Milli mimarlık akımının ilk örneklerinden. Dolayısıyla hem müze binası hem de teşhirdeki her eser döneme şahit olduğu için ayrı anlam ve öneme sahip.
Müzenin ziyaretçi profili hakkında neler söyleyebilirsiniz. Hangi yaş grupları veya kesimlerden daha çok ilgi görüyor?
Müzemizin ziyaretçi potansiyeli daha çok İlk öğretim okulları, lise ve üniversite yaş gruplarından oluşuyor ve ziyaretçi sayımız her sene artış gösteriyor. Bunda Millî Eğitim Bakanlığının da rolü oldukça büyük. Artık müzeler de birer eğitim mekanları olmaya başladığı için okul ziyaretleri daha çok olmaya başladı.
Müzenin eğitim ve etkinlik programları var mı? Ziyaretçilere yönelik özel faaliyetler düzenleniyor mu?
Müzemizde henüz bir eğitim salonu oluşturulmadı, fiziksel şartlarımız da çok uygun değil. Ama okulların talepleri bizim için çok önemli. Onlardan gelen konser, canlandırma çekimi veya Anaokullarından gelen 23 Nisan etkinlik talepleri gibi her türlü talebi karşılamaya çalışıyoruz. Okul ziyaretlerinde rehberli turu önemsiyor rehbersiz gelen tüm okullara rehberlik hizmeti veriyoruz. Bunlardan ayrı olarak her sene kısa süreli sergilerimiz, panellerimiz, konser ve söyleşilerimiz oluyor. Geçen senelerde Harbiye Askeri Müzesi iş birliğinde iki ayrı sergi yaptık ve Millî Mücadele dönemi komutanlarının üniformalarını sergiledik. Başka kurumlar iş birliğinde fotoğraf sergilerimiz de oluyor. Bununla birlikte eser depomuzda olan bazı eserleri zaman zaman teşhire çıkarıyoruz. 30 Ağustos 2024’te İstiklal Madalyaları sergisini açtık.
Kurtuluş Savaşı’nı daha iyi anlamak için müzeyi gezenlere tavsiyeleriniz nelerdir. Özellikle hangi bölümlere dikkat etmelerini önerirsiniz?
Müzeye ziyarete gelen gruplardan rehberli olanlar zaten rehberin anlatımı ile Meclisin önemini ve Millî Mücadele dönemindeki yerini gayet iyi anlayarak müzeden ayrılıyorlar. Münferit gelen ziyaretçiler için her odaya çeşitli bilgi panoları yerleştirdik. Müzede bulunan her oda ayrı bir öneme sahip. Odalardaki düzenlemeler, teşhirdeki eserler ve panolardaki bilgilendirmeler dönem ve bina hakkında yeterince bilgi veriyor. Dolayısıyla her odayı dikkatle gezmelerini, odalarda yer alan bilgi panolarını da dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum.
Müze koleksiyonunda yer alan eserlerin bakımı ve korunması nasıl yapılıyor. Bu konuda özel bir prosedür uygulanıyor mu?
Teşhir ve depomuzda bulunan eserlerin rutin kontrolleri belirli aralıklarla yapılıyor. Vitrin aydınlatmaları da eserleri korumaya yönelik tasarlandı. Zaman zaman teşhirde yer alan eserler depoya dinlendirilmeye alınıyor. Zaman içinde tespit edilen olumsuz hususlar var ise gerekli resmî onaylar alındıktan sonra eser restore ediliyor. Restorasyon ve eser bakımı konusunda da Kültür ve Turizm Bakanlığından destek alıyoruz. Kurumumuza bağlı çeşitli atölyeler var; kürsü, localar vb. yerlerin güçlendirme ve koruma çalışmaları bu atölyelerimiz tarafından yürütülüyor. Müze binası da tescilli bir bina olduğu için taşınmaz kültür varlığı statüsünde. Bu yüzden yangın, su baskını, böceklenme veya hırsızlık gibi olumsuz durumlara karşı da çok ciddi önlemler alıyoruz.
Müze ziyaretçilerinde gözlemlediğiniz en yaygın duygusal tepkiler nelerdir. Kurtuluş Savaşı’nı deneyimlemenin insanların üzerindeki etkisi nedir?
Müzeyi gezen ziyaretçiler, tarihi Genel Kurul Salonunu gezdiklerinde çok duygulanıyorlar. Gaz lambaları ile aydınlanan, okul sıralarından oluşan ve soba ile ısınan bu küçük salonu gördüklerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ne zor şartlar altında kurulduğunu anlıyorlar. Haberleşme ve Silah Gücü odasını gezdiklerinde panolardaki bilgi ve fotoğraflardan çocukların da savaşa katıldığını görüyorlar, iletişim cihazlarını gördüklerinde dönemin zor şartlarını daha iyi algılıyorlar. Dolayısıyla müzemizi layıkıyla gezen her ziyaretçi atalarımıza minnet duyarak müzeden ayrılıyor.
Müze olarak yakın gelecekte planlanan projeler veya sergiler var mı?
Yukarıda ziyaretçilere yönelik düzenlediğimiz etkinliklerden bahsetmiştim. Panel, söyleşi, konferans, konser ve süreli sergi etkinliklerimiz sonraki yıllarda da devam edecektir. Diğer kurum ve kuruluşlar ile birlikte özellikle üniversiteler ile daha fazla iş birliği içinde olmayı planlıyoruz. Hatta bu iş birliğini uluslararası platformlara da taşımayı hedefliyoruz. Tabi ki de çeşitli sergi projelerimiz gündemde. Önceliğimiz eser deposunda bulunan ve henüz teşhire çıkarılamayan eserlerimizin ziyaretçilerimizle buluşması.
Tarihi bir bina olarak I. TBMM binasında yapılan restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu restorasyonlar binanın orijinalliğini nasıl etkiledi?
Kurtuluş Savaşı Müzesi 2009’a kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde hizmet vermiş ve Bakanlık tarafından aslına uygun çeşitli restorasyon çalışmaları yapılmıştır. 2009’dan itibaren müze, TBMM uhdesinde hizmet vermektedir. Kurumumuzca zaman zaman basit bakım ve onarım çalışmaları yürütülmektedir ve bu çalışmalar özgününe uygun olarak yapılmaktadır. En son 2019 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile müze çatısında restorasyon yapılmıştır.
Kurtuluş Savaşı dönemiyle ilgili unutulmaması gereken en önemli ders sizce nedir?
Dönem hakkında okuduğum kitaplardan ve anılardan en iyi anladığım husus; Millî Mücadelenin ancak kurulan millî birlik ve beraberlik ile kazanıldığı. Şartlar ne olursa olsun “imkânsız” kelimesine yer verilmediği.
Teknolojinin müze deneyimine nasıl entegre edildiğini düşünüyorsunuz. Dijital araçlar ve interaktif sergilerle ziyaretçiler nasıl daha fazla bilgilendiriliyor?
Günümüzde çağdaş müzecilik sunumlarında ziyaretçi ile interaktif olmak ön planda. Özellikle arkeoloji müzelerinde tercih edilen ve tarih öncesi çağlardaki yaşamı gösteren elektronik sunumlar, sanal gözlükler vb. ziyaretçinin çok ilgisini çekiyor. Teknolojik ilerlemeler oldukça müzelerdeki dijital sunumlar da çeşitlenmeye başlıyor. Hareket eden veya konuşan tablolar, bir silahın tüm mekanizmalarını anlatan üç boyutlu çizimler, sayfaları sanal olarak çevrilen el yazmaları, hologramlar vb. uygulamalar müzelerin çeşidine ve hikayesine göre başarılı bir şekilde entegre ediliyor. Bu tarz uygulamaların özellikle görerek öğrenme hususunda oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Sunulan eser, anlatılmaya çalışılan dönem veya Göbeklitepe gibi hala gizemini koruyan uygarlıkların ve hikayelerinin daha anlaşılır kılınmasını sağlıyor hem de ziyaretçiyi müze deneyiminin içine alıyor. Ancak her dijital uygulama her müzeye uygun olmayabiliyor, bu hususa çok dikkat edilmeli.
Müzenin özellikle genç kuşaklara Kurtuluş Savaşı’nı anlatmadaki rolü nedir. Bu konuda hangi stratejiler izleniyor?
Müze binası, döneminde Kurtuluş Savaşını yöneten bir meclis binası. Dolayısıyla müzenin her odası, teşhirde yer alan her eser dönemi ve şartları anlatmada ayrı bir yere ve öneme sahip. 2022 yılında yaptığımız teşhir yenileme çalışmasında, özellikle teşhirde hangi hikâyeyi anlatacağız ve neyi vurgulayacağız kısmını çok düşündük. Dolayısıyla teşhir düzeninde ve bilgi panolarında bu binanın savaş zamanındaki rolü ve bu binada alınan kararları özellikle vurgulamaya çalıştık. Müzede düzenlenen panel ve söyleşilerde Kurtuluş Savaşı ve savaşta meclisin rolü konusunun işlenmesine gayret ediyoruz. Yaptığımız askeri üniformalar, madalyalar vb. geçici sergiler ile dönemi anlatmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte rehberi olmayan her gruba mümkün mertebe rehberli turlar düzenlemeye çalışıyoruz. Araştırmaya ve anı okumaya devam ediyor, yeni edindiğimiz her bilgiyi sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıyor, web sitemizde yer alan genel bilgilere ekleme yapıyoruz. Tüm gayretimiz bu binanın önemini anlatmak.
Müzenin gelecek yıllardaki hedefleri nelerdir. Sizin sorumlu olarak burada görmek istediğiniz gelişmeler neler?
İlk baştaki hedefimiz, bu bina ve önemi hakkında farkındalık yaratmaya devam etmek. Gerekli alanlarda ve bazı eserlerde basit bakım onarım çalışmalarını yapmak. Teknolojiden de destek alarak müzenin tarihi dokusuna ve hikayesine uygun şekilde interaktif sunumlar ile ziyaretçiye farklı müze deneyimi sunmak.
Röportaj: ALAADDİN ALADAĞ
Kaynak: Konya Yeni Gün Gazetesi Şehir Sohbetleri