Necmettin Erbakan Üniversitesinde Bilimsel Yayıncılık Faaliyetleri Değerlendirildi
İnsan Havadır
Dünyadaki pek çok oluşum ve düzen, dört elementten meydana gelir. Ya da daha güzel bir kullanımla, bu dört elementten geldiği inancı herkes tarafından bilinmektedir. Daha önce sudan bahsetmiştik, bugün biraz da havadan bahsedeceğiz. İnsanın, dört elementle nasıl bir bağlantısı olabilir hiç tahayyül ettiniz mi ? Düşünmek istediğiniz zaman, biraz durup, ben neyim, hedefim ne, ne istiyorum, neleri istemeliyim dediğiniz an başlıyor süreç.
Hava, bizatihi oksijen tüm mahlûkat için önemlidir. Bizatihi çok önemlidir. Nefes almadan ne yemek yeme şansın, ne sevme, ne sevilme, ne de diğer tüm insancıl faaliyetleri yürütemez insan. Bu bağlamda, tekrar ediyorum yine, insan tamamen hava gibidir ve hava gibi de olmak zorundadır. Neden mi? Gelin bunu biraz açalım ve birlikte hasbihal edelim. Zira artık çok yapamadığımız, beceremediğimiz bir olgu.
Hava, atmosferik tabakadan yer küreye doğru yaklaştıkça derin bir nefes alabilme zorunluluğumuzu gideren temel yaşamsal faaliyetlerimizin kaynağıdır. İnsanın hava olabilmesi durumu, insanın da hava gibi bir takım özellikleri barındırması ve bunu diğer insanlara tattırabilmesi ile mümkündür. Sözgelimi havanın da birtakım iyi veya kötü özellikleri vardır ki, insanoğlu temiz, kokmayan, ağır olmayan, daraltmayan ve iştahlı havadan haz alır.
Bu bağlamda diyorum ki insan temiz hava gibi olmalıdır. Öyle ki çevresinde bulunduğu insanlara yaşamsal rahatlık, yaşamsal faaliyet bilinci, güzellik, rahatlık ve huzur vermelidir. Hava gibi açmalıdır. İnsan hava gibidir diyorum yine bıkmadan sizlere. Sorun çözen, ilişkilerinde rahatlık ve huzur getiren, sevdiklerine huzur ve afiyet getirebilen, aranan, bulunduğunda ise kalplerde derin bir nefes alma hissi uyandıran eşref-i mahlûkatın adıdır insan.
Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğindeyiz. Pandemi, insan ilişkileri, siyaset yönelimleri, inançlar, değerler, kuşkular, zihniyet, algılar, değerler, kültür ve ekonomi. Ben kendimi bunları yazarken zor frenledim. Biraz durup düşünürsem-düşünürseniz daha birçok etmen bulabiliriz toplumsallaşma ve toplum olma üzerine. Bu bağlamda, artık insan hava olmayı istese bile beceremiyor ya da tercih etmiyor diyeceğim üzülerek.
Sevmek, sevilmek, sahip çıkmak, güvenmek ve güven vermek, karşılıklı etkileşim ve ahenk yakalamak bireyselleşmeyi savunan ama bireyselleşmek isterken bencilleşmiş insanın doğasından koparılıp alınan değerler olmaya başladı artık. Ne siz, ne de ben, artık hava gibi olamıyoruz ve bunu yazarken benim canım derinden acıyor. Fakat umutsuz olmak da bize göre değil! Toparlanın, derin bir nefes alın. Her yeri beyaza boyayamasak bile, çevremizi boyamak için hâlâ vaktimiz var…