İtibar
Merhaba sevgili okurlarım öncelikle nasılsınız? İyiyim dediğinizi duyar gibi oldum. Ben nedense uzun zamandır yazmıyor gibi sanki sizden uzaklaşmışım gibi hissettim ve dedim ki arayı soğutmayayım:)
Ve bu sefer yazımın merdivenlerini çıkarken “İtibar” kelimesi üzerinden başlayarak sonunda bir kapı aralayacağız. Tam olarak yedi harften oluşan bu kelime “Saygı görme, değerli bulunma, güvenilir olma” gibi anlamlara gelmektedir. Aslında itibar, bir kişinin güvenilir olmasıyla saygı görmesini sağlayan ince bir çizgidir. Bir insanın yakın çevresinde dahi itibarlı bir karakterde olması onu el üstünde tutar. Hani bazıları derler ya “Bu adam gibi adam” onun gibi diyebiliriz:)
Lakin itibarlı olmak öyle kolay bir şey değildir. İtibarlı olmak, bir kişinin hem iç hemde dış karakterinde bulunan asaletiyle ölçülür. Misal şöyle bir konuya değinmek istiyorum.
Bir kişiye neden itibar etmezsin?
Söyledikleri tutmuyorsa, haksız kazanç elde ediyorsa, hakaret ediyorsa….vs arttırılır. Hani deriz ya bazı insanlara, “Ciğeri beş para etmez” zaten “Beş para etmez” deyimide vardır ve işe yaramaz anlamındadır. Aslında bu itibar etmemek durumunu bu şekilde özetleyebilirim. Lütfen şimdi bunu okuyunca onca karakteriz insana kul köle olan insanlar var demeyiniz?
Ya da deyiniz ya…Öyle insanlara itibar eden kişiler zaten karaktersiz insanlardır. Sayısını dahi bilemediğimiz maskeleri vardır. Ben böyle deyince bu etrafımız da milyonlarca maskesi olan insanları ve o insanların yalanlarla işlerinin rast gitmesine bazen hayret ediyorum. Bildiğiniz profesyonel olmuşlar bu konuda o yüzden bazen saygım duyasım bile geliyor. Çünkü büyük bir emek var ortada değil mi?
Neyse ben konum olan itibar mevzusuna geleyim. Bu bir ülke, halk, aile vs farketmez bir yerde itibarlı olmak çok zor bir durumdur. Çünkü itibar kazanmak büyük bir emek ister. Siz hatta itibarlı biri olabilmek için sayısız yıllarınızı dahi verebilirsiniz ama verdiğiniz o yılların yok olması saniye hatta salise bile olabilir. İtibarınızı yitirmeniz söylediğiniz bir cümleye, kelimeye veya yaptığınız bir davranışa bağlı olabilir. Örneğin; İtibar kaybetmek yani sevdiğiniz bir şeyi kaybetmeniz bir lokanta da yemeğiniz bitmeden tabağınızın garson tarafından alınmasına da benzer. Bu örnekle birlikte itibar kaybetme deyince son zamanda yaşadığımız bir olaydan bahsetmek istiyorum. Bir çoğunuz gördüğünüz ve bunun üzerine paylaşımlar dahi yaptınız. Bir IHA muhabiri yayın sırasında bir meslektaşı tarafından çirkin bir davranışa maruz kalıyordu. Bu durum her şeyden öte Karaktersizlik ama bir meslektaşı tarafından böyle bir durum yaşanmasıda acı verici bir durum. O kötü davranışı yapan gazetecimizin (İsmini vermek istemiyorum Google amcaya yazarsanız ulaşılırsınız J) özür dilemesi yaptığı bu ayıbı kapatmaya onca sene verdiği emeklerler kazandığı itibarı yitirmemesine engel olmadı. Yaptığı bu davranış gözlerden düşmesine ve kazandığı o itibarı kaybetmesine neden oldu.
Yani şunu demek istiyorum atacağınız adımları çok dikkatli atın. Karakterinizi koruyun! Belki bu zamanda Karaktersiz ve sayısız maskelerimiz olursa hayatta daha iyi yerlere geleceğimiz düşünülebilir. Ama karakter sahibi olmak unutmayın size çok şey kazandırır. Daha bu dünyanın bir de öbür tarafı var unutmayın.
Şuan aklıma yazarken “Bir kalbi kaybetme ile kazanmanın arasında ince bir çizgi var, adı üslup” bu söz geldi. İtibar mevzusunda da böyle ince bir çizgi vardır.
Sevgili okurlarım bu sefer yazımı bu şekilde noktalıyor ve gökyüzündeki yıldızlar kadar çok dileklerinizin gerçekleşmesini ve sağlıklı bir hafta geçirmenizi temenni ederim ve sağlıcakla kalın.
Yazar: Gül Tekbaş