Konya’nın Aladağ’a İhtiyacı Var

 Konya’nın Aladağ’a İhtiyacı Var

Konya Aydınlar Ocağı’nın Kasım ayının son haftasındaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, ‘Aladağ’ın İncisi Derbent’ anlatıldı.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Genel Sanat Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Çaycı, editörlüğünü üstlendiği ve 22 başlığın yer alıp 25 akademisyenin katkılarıyla vücuda gelen Aladağ’ın İncisi Derbent kitabından hareketle Derbent’in tarihini, kültürünü, sanatını ve coğrafi özellikleriyle birlikte önemini dile getirdi. Bu kolektif çalışmadan dolayı katkı sağlayanlara teşekkür eden Prof. Dr. Ahmet Çaycı, bu çalışmanın diğer ilçelere de örnek olduğunu söyledi. Bu tür çalışmaların Konya tarihine ve kültürüne büyük katkı sağlayacağını ifade eden Prof. Dr. Çaycı, kitaba konulan isimle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Erol Sunat Bey, daha önce “Aladağ’ın İncisi Derbent” adıyla bir dergi çıkarmış. Biz o dergiyi kitapla bütünleştirdik. Tabi herkesin memleketi kendisine inci, altın veya mücevher! Derbent de bizim için öyle.”

Derbent’in 1990’lı yıllarda ilçe olduğunu belirten Prof. Çaycı, tarihçeyle ilgili şu bilgileri verdi: “Tarihçede Tatlar Hisarı kavramıyla karşılaştık. Bu ismin nereden geldiği hususunu araştırdık ve belgelere başvurduk. Hazar Denizi’nin batısındaki Azerbaycan sınırları içerisinde kalan yeri Selçuklular, 1076’da o bölgeyi fethettikten sonra Anadolu’ya da yoğun göçler başlamış. Selçuklu Sarayı tarafından bir veya birkaç aile Derbent bölgesine gönderilmiş. 1840’lara kadar “Tatlar Hisarı Derbenti” diye bir isimlendirmeyle karşılaştık. Tanzimat’tan sonraki idari yapılanmayla beraber Derbent teşkilâtının mahiyeti değişiyor ve “Tatlar Hisarı Derbenti” yerine Derbent deniliyor.”

DERBENT 1950’DEN SONRA GÖÇ VERİYOR

Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan Derbent’te bir dönemler mangal kömürcülüğü yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Çaycı, 1940’lı yıllarda Sillelilerden öğrenilen tuğla ve kiremit işine el atıldığını belirterek şunları dile getirdi: “Derbent 50’li yıllardan itibaren İzmir ve Aydın’a göç veriyor. Yakın bir tarihte de Konya’ya göç veriyor. Hasan Bahar hocamızın tesbitlerine göre Aladağ, Derbent’i bir set gibi doğudan sınırlıyor. Derbent, antik çağlarda Pisidia (Pisidya)’ya bağlı olduğu görülüyor. Bundan dolayı Konya kaynaklarında Derbent adı fazla geçmiyor. Yapılan yeni araştırmalarda Derbent’te Beypınarı denilen yerde Ramsey Antik Kenti olduğu tesbit edildi. Derbent’in bir de Tekke Köyü var. Tekke isminin nereden geldiği bilinmiyordu. Tekke’de medfun olanın da kim olduğu bilinmiyordu. Araştırmalarda Derviş Ahmed isminde bir mutasavvıf olduğu öğrenildi. Dediği Sultan’ın talebesi Yatağan Mürsel, Yatağan Mürsel’in talebesi Derviş Ahmed olduğu kayıtlarda çıktı.”

KONYA’NIN ALADAĞ’A İHTİYACI VAR

Konya İl Halk Kütüphanesi Salonu’nda gerçekleştirilen sohbetin soru-cevap kısmında Aladağ’ın turizm potansiyeliyle ilgili bir soruya Prof. Dr. Ahmet Çaycı, şu cevabı verdi: “Aladağ, Derbent’in her şeyi. Aladağ’dan dolayı Derbent’in kış turizmi potansiyeli çok yüksek. Mesire yeri ve turizm açısından Konya’nın Aladağ’a ihtiyacı var. Fakat Konya’ya 50km’lik mesafede Başarakavak Yolu’nun biran evvel yapılması, kayak merkezindeki eksikliklerin giderilmesi ve ahşap evlerin de yapılması gerekiyor.”

“Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü tarafından Prof. Dr. Ahmet Çaycı’ya “Büyük Selçuklu Mirası-Mimari” adlı kitap hediye edildi. Profesör Ahmet Çaycı da Dr. Güçlü’ye Aladağ’ın İncisi Derbent eserini armağan etti. İdeal Fotokopi işletmesi sahibi Ali Rıza Bey de katılımcılara çiğköfte ikrâm etti. Hasan Karaca’nın okuduğu şiirin ardından şair-yazar İsmail Detseli de, “Derbent İlçesi” adlı şiirini okudu.

 

 

Konya Bülten

Benzer Haberler