“Karadağ Binbirkilise” Araştırmalarında Elde Edilen Bulgular Bilim Dünyasına Sunulacak
Mütefekkir Sezai Karakoç, Aydınlar Ocağı’nda Anıldı
Konya Aydınlar Ocağı’nın her hafta mutad olarak düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetleri’nde mütefekkir Sezai Karakoç, düzenlenen panelde anıldı.
Panel yöneticiliğini İdeal Koleji Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Vasfettin Yağız’ın yaptığı panelde, sözlerine Sezai Karakoç’u vefatından sonra tanıdığını belirterek başlayan Ali Ulvi Kurucu AİHL Fizik Öğretmeni Kudret Kâmil Bilgin, şair Sezai Karakoç’un “Diriliş Neslinin Amentüsü” kitabından hareketle şunları dile getirdi: “Üstat kitabında ”Diriliş Eriyim ben” diyor. Çarpıcı bir şekilde sadece er. Komutan değil, lider değil. Mütevazı ve sessiz haliyle kelimeleri büyüyor! Bir cümlesi bile çok derin anlamlar ifade ediyor. Diriliş eri dediğinde benim aklıma ilk öğrencilerim geldi. Yani o Diriliş Erlerini öğrencilerime yakıştırdım aslında. Herkesi kucaklayan düşüncesiyle tam bir ayağa kalkış, erdemli, takvalı, cesur, gerçek özgürlükleri ve üretici enerjileriyle bu yolda tüm benlikleriyle yürüyecek gençler, bizim gençlerimiz. Üstat kitabında “İslam insanı, İslam’a bir çağrıştır. Hem kendisini hem herkesi sürekli olarak İslâm’a çağırır. Ve İslâm insanı bir çağrıdır” diyor. Bizler de çağırmalıyız. Diriliş eri fikrini gençlere aktarmalıyız.”
Anadolu’nun İslam Ruhu Uyandırılmalı
NEÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu olan ve aynı alanda yüksek lisans yapan yazar Ahmet Melih Karauğuz ise, Sezai Karakoç’la liseli yıllarda sürgün şiiriyle tanıştığını ifade ederek Karakoç’un kurduğu Yüce Diriliş Partisi ve dolayısıyla ayrı anlamlar ifade eden politika ile siyaset kavramlarına değindi. Politik veya politikanın günübirlik, günü kurtarma olduğunu, siyasetin ise bir bakış, ufuk, kadro ve gelecek tahayyülü kurmak, fikir hareketi oluşturmak olduğunu ifade eden yazar Karauğuz, “Sezai Karakoç YDP ile politik sahada yer almayan, siyasi sahada bir şeyler var etmeye çalışan siyasi bir kişilik olarak hayatı yaşadı ve geçti. Onun parti programında ilk beş maddede yer alan halkı aydınla barıştırmak maddesi önemli.” dedi. Karauğuz, konuşmasını “Karakoç, Anadolu’nun ruhunun İslâm olduğunu düşündü ve o ruhun uyandırılması gerektiği düşüncesiyle hareket etti. En önemli gayesi de İslâm sancağını düştüğü yerden yeniden kaldırılmaktı. Karakoç dünya sürgününü tamamladı. Allah rahmet etsin.” diye bitirdi.
Karakoç Gönülden Bir Dağ, Bir Duruş Ve Tavırdır
Sezai Karakoç’un 57 adet kitabı olduğunu ve bunlardan 3-4 tanesinin şiir olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Ali Ulvi Kurucu AİHL Edebiyat Öğretmeni Mustafa Cengiz ise, Sezai Karakoç’a hayatı, sanatı ve siyasi çizgisi yönüyle baktı. Cengiz, “Sezai Karakoç yaşayan bir ahlâk, gönülden bir dağ, bir duruş ve bir tavırdır. İyi bir şair, ufku geniş bir düşünce insanı olmak gibi iki mühim özelliği şahsında barındırıyor. Bir mü’min olarak yaşamaya azami gayret gösterdi. Duru, tertemiz, şaibesiz bir hayat yaşadı. Şiiri, diriliş ülküsünü hayata geçirmek için etkili bir araç olarak görür. Mono Roza’yı geleneksel şiirimizin modern karşılığı olarak görebiliriz.” dedi.
İdeal Koleji öğretmeni Vasfettin Yağız da, Karakoç’un şiir anlayışıyla ilgili şimdiye kadar 27’ye yakın tez çalışması yapıldığını hatırlatarak “tek ruhlu” olma yönüyle, Sezai Karakaoç’un Yunus Emre ve Ahmet Haşim’le ancak karşılaştırılabileceğini söyledi. Yağız sözlerine, Karakoç’un 1950’lerde yazdığı ve Büyük Doğu’da çıkan “Sabır” adlı ilk şiirini okuyarak son verdi.
Konya İl Halk Kütüphanesi Salonu’nda gerçekleştirilen anma programında Konya Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, bütün konuşmacılara Yazar Abdullah Uçar’ın kitaplarını hediye etti.