Neden Sanat ve Kültür Artık Önemli Değil?

 Neden Sanat ve Kültür Artık Önemli Değil?

Türkiye’nin hemen hemen ekonomik olarak biraz daha rahat bir şehrinde (artık öyle bir şey giderek kalmamakla birlikte) ikamet ediyorum. Konya, hem kadim ve köklü bir şehir olmasıyla, hem sanatsal faaliyet ve önemli mirasıyla hem de ekonomik koşulları gereği biraz daha sakin, anlaşılır, merak uyandırıcı, heyecanlandıran dokuya sahip bir şehir. Fakat neden artık gündelik hayat rutinlerimiz içinde kültüre, sanata, insanlığa ve ilişkilere yer veremiyoruz?

İlk başta, pandemiden dolayı diye cevaplamak mümkün gibi duruyor. Bir bakıma doğru olduğu kabul edilebilir. Fakat pandemi öncesinde de artık insanların bazı şeyleri birincil ihtiyaç sayarken bazı şeyleri ikincil ve lüks kategorisine ittiğini görmeye başlıyoruz. Başta dünyada olmak üzere Türkiye için de geçerli olan bu yirmi birinci yüzyıl buhranı, kimine göre ruhsuzlaşmak kimine göre ise zorunluluk olarak kabul ediliyor.

Modernleşme ve kapitalizmin en büyük gücü ekonomidir. Artık üretim, tüketim, harcama, ulaşabilme rahatlığı, sözde çeşitlilik ve sürekliliği sağlaması onu rakipsiz hâle getirmiştir. Aslına bakarsanız dananın kuyruğunun koptuğu yer de tam olarak burası. Bir toplum neslinde bir de birey yönünde anlamaya çalışmamız gerekiyor. Kapitalizm süreklilik ve ulaşılabilirlik istemektedir. Bu da bir şeyin sıradan ve herkes tarafından kabul görmesini, yani estetik ve sanatsal yönünü kaybetmesi anlamına gelmektedir. Kültür de bu bağlamda endüstriyel bir hâle gelir ki bunu insanın fark etmesi güçtür. Aynı birey, ekonomik yetersizlik ve ekonomik tutarsızlık yüzünden evini geçindirmekten acizken kültür ve sanatsal eyleme yeterince vakit ayıramıyor demek değil ekonomik öncelik veremiyor diyeceğim. Bu bir neden değildir bu bir sonuçtur ve bu durum ulus devletleşme süreçleriyle birlikte manifaktür kavramına kadar dayandırılabilir. Fakat bu yazımızın konusu değil.

Tam bu durumda, sanat ve kültürün aslında daha önemli ve gerekli bir yaşam dürtüsü olduğunu siz de ben de, onlar da, bizler de biliyor. Çünkü insanların bu sıkıntılı zamanlarda tutunması gereken eylemlere ve anlayışlara ihtiyacı var. Hemen her şehirde, ülkede ve yaşam alanında kültürel eğilimler, sanatsal eylemler ve eğilimlere rastlamak mümkünken bu artık yavaş yavaş ölüyor. İnsanlık, ruhlar, şehirler ölüyor. İstanbul ölüyor, Konya ölüyor ve biz sadece izliyoruz.

Oysa kim istemez ki her günün bir ilkbahar kadar berrak olmasını? İşte kültür ve sanattır ki bu baharı sağlayacak sıcak güneş ışığıdır. Köklü geçmişe sahip şehirlerimize, Konya’mıza sahip çıkmazsak, sıradanlaşmak kaçınılmaz olacaktır.

Senin beklediğin ferahlığı,

Herkes bekliyor inanmalısın.

Kalplerde öldürürsek sanatı,

Kim arayacak sonra aydınlığı?

Konya Bülten

Benzer Haberler