Yılların Emaneti: Topkapı Sarayı
Birçok üst düzey yöneticinin yetiştiği ve Osmanlı hanedanının ikametgâhı olarak kullanılan Topkapı Sarayı’yla ilgili Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, detaylı bilgi verdi. Sarayın ilgi çekici özelliklerinden restorasyon çalışmalarına kadar aktaran Kocaman, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Saray hakkında, “Devletin idare merkezi olarak kullanılan Topkapı Sarayı’nın elbette birçok önemli olayla ilişkisi vardır. Padişahların tahta çıktığı cülûs törenleri, bayramlaşma ve cenaze törenleri, yeniçerilere ulûfe dağıtımı, elçi kabulleri, sefer merasimleri gibi resmi olaylara tanıklık etmiştir.” dedi.
İlhan Kocaman kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1969 Malatya Akçadağ doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Malatya’da okudum. Üniversite ve yüksek lisans eğitimimi Ankara’da tamamladım. Gerek öğrencilik gerekse mezuniyet sonrası Ankara’da, TRT’de ve çeşitli gazetelerde çalıştım. 1992 yılından sonra İstanbul’da farklı kurumlarda, farklı statülerde çalıştım. 2009 yılından sonra TBMM’ye geçtim. 6 Eylül 2019 yılından beri Topkapı Sarayı Daire Başkanı olarak görev yapmaktayım.
Topkapı Sarayı’nın tarihi ve önemi nedir?
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra, Osmanlı Devleti’nin merkezi İstanbul olmuştur ancak fetihten sonra Edirne’deki saray tamamen terk edilmemiştir. İlk önce Beyazıt’ta İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu alana ilk sarayı yaptırmıştır. Bir yandan da tarihi yarımadanın Marmara ve Haliç’e bakan, her yönden şehre hâkim 700.000 m²’lik bir alana yeni bir saray inşasını başlatmıştır. Bu yeni saray 19. yüzyıla kadar Saray-ı Cedid-i Âmire olarak anılmış olup, Topkapı Sarayı ismini deniz tarafında bulunan “Top Kapusu” denilen sur kapısı yanındaki aynı adlı sahil sarayından almıştır. Günümüze ulaşamayan Beyazıt’taki saray ise Eski Saray/Saray-ı Atîk-i Âmire olarak anılmaya başlamıştır.
Topkapı Sarayı’nın hangi dönemde inşa edildiği ve hangi amaçla kullanıldığı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmed Dönemi’nden itibaren 1457-1858 yılları arasında inşası devam etmiştir. Sultan Abdülmecid’e kadar eklemeler ve yenilikler yapılarak günümüzdeki halini almıştır. Yaklaşık dört yüz yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin idare, eğitim ve yönetim merkezi olmuştur. Hatta birçok üst düzey yönetici Topkapı Sarayı’nda Enderun teşkilatında yetişmiştir. Saray, aynı zamanda Osmanlı hanedanının ikametgâhı olarak kullanılmıştır.
Sarayın mimari yapısı ve özellikleri nelerdir?
Topkapı Sarayı, yekpare bir bina olmayıp farklı işlevleri bulunan yapılardan oluşmaktadır. Yatay bir mimariye sahip olan saray; dört avlu, köşkler ve bahçeler ile Harem’den oluşmaktadır. Üç ana kapısı bulunmaktadır. Devlet teşkilatına ve hanedanın kullanım ihtiyacına göre şekillenen saray, birçok mimari ve süsleme özelliğine sahiptir. 19. yüzyıla kadar dönem dönem eklemeler ve yenilikler yapılan saray, Osmanlı mimarisinin farklı üsluplarını barındırmasından dolayı zengin bir mimariye sahiptir. 18. yüzyıla kadar Osmanlı’nın klasikle üslubu görülürken, 19. Yüzyıldan itibaren Barok, Rokoko ve Ampir gibi Batı kökenli üsluplar sarayın mimarisinde ve tefrişatında etkili olmaya başlamıştır.
Topkapı Sarayı’nın hangi bölümleri ziyaretçilere açıktır ve bu bölümlerde neler görebilirler?
Birinci Avlu’da Aya İrini, İkinci Avlu’da Mutfaklar, Divan-ı Hümayun, Silah Koleksiyonu’nun sergilendiği Dış Hazine görülmektedir. Üçüncü Avlu’ya geldiğimizde ise sadece Arz Odası, III. Ahmed Kütüphanesi ve Mukaddes Emanetler’in bir kısmı Hırka-i Saâdet’te görülmekteydi. En son olarak 2023 Nisan ayında açılışını gerçekleştirdiğimiz; Hırka-i Saâdet Dairesi’nde eser sayısı yaklaşık 300’e çıkarılan Mukaddes Emanetler, Fatih Köşkü’nde Hazine Koleksiyonu, Seferli Koğuşu’nda Padişah Elbiseleri Koleksiyonu, Hazine Koğuşu’nda Hüsn-i Hat Koleksiyonu sergilenmektedir. Dördüncü Avlu’da Bağdat Köşkü, Revan Köşkü ve Sofa Köşkü ziyarete açık mekânlardandı. Sünnet Köşkü ile ilgili restorasyon çalışmaları devam etmekte olup son aşamaya gelinmiştir. Sarayın inşa edilen son yapısı olan Mecidiye Köşkü ise kapılarını ilk kez ziyaretçiye açmıştır. Önümüzdeki süreçte Harem bölümünde Karaağalar Koğuşu, Dârüssâde Ağası Dairesi, Şehzadeler Mektebi, Cariyeler Koğuşu, Kadınefendiler Dairesi, Harem Hastanesi, I. Abdülhamid Dairesi, III. Selim Odası, III. Osman Köşkü, I. Ahmed Okuma Odası, III. Ahmed Yemiş Odası ve Adalet Kulesi’nin de bulunduğu mekânların açılması planlanmaktadır.
Sarayın en dikkat çekici eserleri veya koleksiyonları nelerdir?
Koleksiyonlarda yer alan her eser ayrı bir değere sahiptir. İlgi, ziyaretçi kitlesine göre değişebilmektedir. Hırka-i Saâdet’te Mukaddes Emanetler’e ve Fatih Köşkü’nde Hazine Koleksiyonu’na ziyaretçi yoğun ilgi göstermektedir. Peygamber Efendimiz’e ait mübarek eşyalar, Hırka-i Saâdet, Sakal-ı Şerifler özellikle görülmek istenilen eserlerin başında gelmekte. Hazine Koleksiyonu’nda ise Kaşıkçı Elması ve Topkapı Hançeri koleksiyonun en ilgi çeken eserlerindendir.
Topkapı Sarayı’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almasının nedenleri nelerdir?
Yüzyıllar boyunca hüküm süren Osmanlı Devleti bu saraydan yönetilmiş ve saray birçok tarihi olaya şahitlik etmiştir. Bununla birlikte Topkapı Sarayı’nın bulunduğu konum Bizans Dönemi ve öncesine ait geçmişten kalan izlerine sahiptir. Topkapı Sarayı; tarihsel süreçleriyle, sahip olduğu tarihi eserleriyle, sanatsal ve mimari yapısıyla en önemli tarihi ve kültürel miraslardan biridir.
Sarayın geçmişteki önemli olaylarla ilişkisi var mıdır? Örneğin, hangi önemli devlet kararları veya etkinlikler burada gerçekleşti?
Devletin idare merkezi olarak kullanılan Topkapı Sarayı’nın elbette birçok önemli olayla ilişkisi vardır. Padişahların tahta çıktığı cülûs törenleri, bayramlaşma ve cenaze törenleri, yeniçerilere ulûfe dağıtımı, elçi kabulleri, sefer merasimleri gibi resmi olaylara tanıklık etmiştir.
Sarayın koruma ve restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Milli Saraylar Başkanlığı’nın bünyesinde bulunan obje restorasyon atölyeleri ve uzman kadrosu ile, Topkapı Sarayı’nda birçok restorasyon ve konservasyon çalışmaları başarılı bir şekilde yapılmakta olup düzenli olarak devam etmektedir. Bu çalışmalar aynı zamanda Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu’nun yönetim ve gözetiminde gerçekleşmektedir. Restorasyon ve konservasyon çalışmaları ile birlikte araştırma ve belgeleme çalışmaları da yürütülmektedir. Depolarda muhafaza edilen birçok eser, bu çalışmalardan sonra sergilenerek ziyaretçilere sunulmuştur. Mimari restorasyon çalışmalarının en önemlilerinden biri de Fatih Köşkü’nde yapılmıştır. Köşkü’n kubbelerinde 1940’lı yıllarda bin beş yüz tonluk beton ile yapılan restorasyon sonucu 2016 yılında köşkün Sarayburnu tarafına bakan yamacında kayma ve yapıda çatlak tespit edilmiştir. 2019 yılında kapsamlı bir restorasyon çalışmasına başlanmıştır. Zemin sağlamlaştırması ile birlikte kubbelerdeki bin beş yüz tonluk beton yük kaldırılarak özgün ahşap çatı ve kubbe sistemi yerleştirilmiştir. Restorasyon çalışmaları sonrasında da Hazine Koleksiyonu sergilenerek ziyarete açılmıştır.
Topkapı Sarayı’nın gelecekteki projeleri veya gelişmeleri nelerdir?
Enderun Avlusu ve Harem’deki yeni açacağımız yerlerin yanında belki de en önemli müzecilik çalışmasını Birinci avluda yer alan Darphane binalarında gerçekleştirmek için planlamalarımızı sürdürüyoruz. Darphane Bölgesi’nde; Porselen Müzesi, Silah Müzesi, Hüsn-i Hat Müzesi, Sanayi Makineleri Müzesi ve sanat galerilerini kısa zamanda ziyaretçilerimizle buluşturacağız. Bunlara ek olarak alt bahçelerin peyzajını tamamlayıp orasını da halka açacağız.
Dünyada eşi ve benzeri bulunmayan bir sarayda yer almak nasıl bir duygu neler söylemek istersiniz?
Topkapı Sarayı birçok yönüyle gerçekten çok farklı. Mukaddes Emanetler’in burada bulunması ve 500 yıllık sürekli okunan Kur’an burayı çok farklılaştırıyor. Adeta Medine-i Münevvere gibi. Bununla beraber 400 yıllık pâyitaht olması da elbette farklı bir duygu bırakmaktadır. Biz bu duygu ile çalışıyoruz.
Röportaj: ALAADDİN ALADAĞ
Kaynak: Konya Yeni Gün Gazetesi Şehir Sohbetleri