3.Mekânımızı Bulmak…

İnsan gereksinimleri en temelde barınma ihtiyacı ile başlar ve bilindiği gibi en temel fiziksel ihtiyaçlar ve barınma gereksinimi karşılanmadığı sürece bir diğer gereksinime yani üst başlığa geçilemez. Güvenlik, sevgi, saygı ve kendini gerçekle gerçekleştirme gereksinimleri barınma işlevi gerçekleşene kadar bekler. Evet, insanın ilk mekânı ilk barınma gereksinimini gerçekleştirdiği yerdir. Bu mekân, kimi zaman ev, yuva gibi fiziksel ve gerçek bir mekândır, kimi zaman ise insanın sevdikleri yanında ikame hissini yaşadığı ve güvende hissettiği, sığındığı, ailesidir. Aslında bir diğer felsefi görüşe göre insanın ilk mekânı, bedenidir. Ruhunu ikame ettirdiği fiziksel ve gerçek sınır, onun ilk mekânı, bedenidir. Daha sonra farklı mekânlarla temas ettikçe bedenimizin mekân olduğunu ve bizim için güvenli ve sığınılacak bir yer olduğunu unuturuz. Hâlbuki barınma gereksinimini gerçekleştirdiğimiz en temel en gerçek mekân bedenimizdir.
Daha sonra insanın ikinci mekânı, kendimizi gerçekleştirme yolunda ilerlerken güvenlik, sevgi ve saygı görme gereksinimlerini gerçekleştirdiğimiz okul ve veya iş yeridir. Çalıştığımız, hayatımızı idame ettirdiğimiz, eğitim aldığımız ve geleceğimiz için adımlar attığımız ikincil mekânımız, çalışma yeri veya okulumuzdur. Hayatımız 1. ve 2. mekân arasında geçip giden anlar, zamanlar bütünüdür. Ancak unutmamak gerekir ki, insan gereksinimlerinde son madde, insanın kendini gerçekleştirme gereksinimidir. İşte bu gereksinim, her bireyin varoluşu ile ilgili en önemli hedef ve tüm eylemlerini yönlendirdiği en üst basamaktır. Kendini gerçekleştirme, benliği ile bir bütün olma, kendiyle barışma sahip olduğu niteliklerle topluma, dünyaya faydalı olabilme hayalini gerçekleştirdiği, yaradılışı ve varoluş sebebini kavrama hedefidir. İşte bu noktada 3.mekân kavramı ortaya çıkar. Yani insan 1. ve 2. mekanları dışında mutlaka bir 3. mekân arayışına girer.
Sosyolog Ray Oldenberg, 1980’de ortaya attığı 3. mekân kavramı ile bu arayışı tanımlamıştır. 3. mekan ‘’iş veya ev dışında, giriş için çok az veya hiç mali engel olmayan ve konuşmanın 1. faaliyet olduğu fiziksel yer’’i ifade eder. Aynı şekilde Lefebre’nin temsil mekânları, yani yaşanan mekan kavramından yola çıkarak Edward Soja’nın yeniden ele aldığı 3. mekan kavramı da aynı noktaya işaret eder. Soja ya göre 3. mekân, ‘’kartezyen mekânın ötesinde yerel ve küresel olanı bir araya getiren heterotopya özelliği gösteren karşıtlıklar ve diyalektikler ile kurulan deneyimsel mekandır’’. Avrupa’da insanların işten çıkınca eve gitmeden önce kendilerini ini rahatlatmak iş yerinin stresini işte bırakarak eve daha temiz bir zihin yapısı ile ulaşmak için türü mekânlara gitmesinin temel nedeni de bu 3. mekân arayışıdır. Kafeler kulüpler hobiler spor salonları kuaförler 3. mekanlara girdiği gibi parktaki bir banka ya da sadece sizin keşfettiğiniz bir okuma köşesi de bu mekanlara girer. 3. mekânın tabii ki fiziksel özellikleri de vardır. Bu özellikler aslında sınırlandırılamayacak kadar kişisel özelliklerdir. Ancak yine de tekrarlanan karşılaşmaların yaşanabileceği, gittiğinizde mekânda size ait ve daha önceki deneyiminizi anımsatabilecek, anıların tutunabileceği, müzik, ses, tat, koku ve rahatlık gibi kavramları bulabildiğiniz anılara ve anlamlara değer veren mekânlardır. Bu noktada belli fiziksel unsurlar da yer alır; Bitkiler, duvar süslemeleri, doğal unsurlar, sıcak ve samimi karşılama, yediğimiz, içtiğimiz gıdalardaki ferahlık ve lezzet, bu unsurların başında gelir. O nedenle bir kafeye gittiğimizde sizi karşılayan güler yüzlü bir çalışan ya da hoş geldiniz diyerek tanıyan birileri varsa, her zamanki içeceğinizi içebildiğiniz, siz istediğinizde kalabalıklaşan, siz istediğinizde tek başınıza zaman geçirebilecek bir yer varsa işte orası sizin üçüncü mekanınızdır.
Tüm bu özellikleri düşündüğümde, kendi adıma tanımlayabileceğim3. mekanlarım var. Bunlardan birisi, kız kardeşimin işlettiği 3.nesil kahve evi Pour Over Kafe benim için 3.mekandır. Ev ve iş ikilemi dışında üretebildiğim sohbet edip kitap okuyabildiğim, dostlarımla buluşup keyifli zaman geçirebildiğim ve bu ritüeli tekrarlayabildiğim bir yerdir. Bir diğer 3. mekânım ise, iş yerinde kurduğum İleri Dönüşüm Atölyesidir. Burada da 2.mekân olan iş yeri özellikleri dışında nitelikler barındıran, kendi istek ve becerilerimle ürettiğim eserlerle dolu olan, sanatsal eylemlere imkân sunan ve kişisel dostluklar donattığım tekrarlanan karşılaşmaları yaşayabildiğim bir mekândır. Bu iki 3.mekân örneği kendi adıma kendimi gerçekleştirdiğim en özel mekânlardır. Sizlerle paylaşmaya değer gördüğüm mekanlarımda buluşmak ve sizin de üçüncü mekanlarınızı bulmanızı temenni ettiğim dileklerimle bu yazıma son veriyorum.
Bilgehan Yılmaz