Derdi Mi Sorarak Ağlatma!
Sevgili okurlarım yine ben geldim. Ama bu sefer öyle bir hislerdeyim ki…Anlatırsam gözyaşlarım durmaz gibi. Durmaması mı iyi yoksa durması mı? Hiç bilmiyorum ama tek bildiğim fena incitildik!
Ben biraz kelimeleri dökeyim sizde bana fikir verin olur mu?
Gözyaşı deyince bir sözlük anlamına bakayım dedim ve “Kimi etkilerle ya da ağlayınca gözlerden akan duru sıvı damlacıklarından her biri” olarak ifade edilmiş. Yani bir etki olmasa gözlerimizi nemlendiremeyeceğiz desenize.
Bazen öyle bir an geliyor ki bir sebep dahi olmasa da küçük bir şarkı sözü bile gözlerimizi dolu dolu yapıyor. Neden değil mi? Aslında çok basit… Zamanında binilmeyen tren geri döner mi? Dönmez…İşte bu yüzden zamanında olmayan şeyler hissedildiğinde bizi bu hale getiriyor.
Hani Miraç Çağrı diyor ya… “Bazı insanları affedemezsin. Çünkü sana baharı gösterip, seni kışın ortasında bırakmıştır. Herkese müsait olurken sana hep meşgul olmuştur.” Asıl mesele meşgul ya da müsait olmamız da yatmaktadır. Bu meşgul ya da müsait olma durumunu hayatımızın her döneminde yaşadığımız her türlü olaya bağlayabiliriz. Arkadaş ilişkilerinden, iş veya aile ilişkilerine kadar her anımızda bunu çok fazla yaşıyor ve yaşatıyoruz. Ben durumu kendimize gösterdiğimiz saygımıza bağlıyorum neden mi? Eğer bir kişinin kendine saygısı varsa o saygıyı, önce kendinde kaybetmek istemeyecek zaten, o saygı yoksa söylenecek çok fazla kelimede kalmıyor. Bunları yazarken bir an aklıma “İçime Doğdu” kelimesi geldi ve hepimiz bunu zaman zaman yaşamışızdır. “Keşke” ile başlayan çok fazla cümle kurduğumuz zamanlara da şahit olmuşuzdur. Ben bu durumu çok fazla yaşıyorum ve bazen keşke hissetme ve farkındalık duygularım yok olsa dediğim de oluyor. Çünkü bir şeyin bildiğin bir sonuca ulaşması, bilmediğin bir sonucu ulaşmasından daha çok yıpratıyor. Belki bana madem hissediyorsun neden sonuç olmadan önlemini almıyorsun diyeceksiniz?
Aslında çok basit…
Bir gün öleceğimizi bildiğimiz halde yaşamaya devam ettiğimiz gibi. Yarınımız var mı bilmeden bugün kırdığımız kalpler gibi. En kötüsü de her şeyin farkında olduğumuz halde değilmişiz gibi.
Neyse bu hayatta da yaşadığımız şeyler Nazım’ın, Piraye’ye yaptığı gibi…Hoşça kalın.