Herkes doğaya dönmek istiyor ama kimse yürüyerek gitmek istemiyor

Son bir senedir kovidle birlikte hepimiz evlerimize hapsolduk ve aslında elimizin altında, iki adım uzağımızda, belki arabayla kısa bir yolculuk mesafesinde olan doğaya, ağaca, dağa, taşa, özlem birçoğumuzda had safhaya ulaştı. Hanelerimizin beş-on adım dışındaki bahçelerimiz, mahallelerimizdeki parklarımız, piknik alanlarımız, köylerimiz, dağlarımız, ormanlarımız ne de büyük nimetlermiş meğerse. Evlere tıkılıp kalmanın psikolojik etkileri, şehirlerdeki beton kulelerinin omuzlarımıza bindirdiği yük, egzoz dumanı, şehrin uğultusu iyiden iyiye ruhlarımızı bir cendereye aldı sanki. Doğanın bir parçası olduğumuzu anlamak bu dönemde sanki daha da ağır bastı. Ümit varız; biliyoruz ki “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır.” İnşallah bu günler de geride kalacaktır. O zaman geldiğinde hepimizin aklında şimdiden kurulan hayaller, planlar vardır illaki. İşte bu köşede planlarınıza bir nebze de olsa katkıda bulunmak isterim. Yazı dizimizde kampçılık, Konya’mız ve ülkemizdeki kamp alanları, doğa yürüyüş rotaları, gerekli malzemeler, kıyafet seçimi gibi konularda bir şeyler paylaşmaya çalışacağım.

Efendim kısaca kendimden bahsedeyim. Yaklaşık on yıldır kampçılık, dağ yürüyüşü gibi doğa sporlarıyla uğraşan biriyim. Tabii bunları tek başıma değil küçük ailemizle beraber yapıyoruz. Birçok kişiden “Çocukla zor olmuyor mu?”, “Yenge hanımı nasıl ikna ettin? ”, “Güvenli mi?”, “Ne yiyiyor ne içiyorsunuz?” gibi sorularla karşılaşıyorum. Biliyorum ki akılları meşgul eden bu soru işaretleri, heveslenen ama cesaret edemeyen ve “Acaba biz de yapabilir miyiz?” ‘e aranan cevaplar içindir. Herkes doğaya dönmek istiyor ama kimse yürüyerek gitmek istemiyor. Yapabildiklerinizi gördüğünüzde, size kattıklarını fark ettikçe “yürümek zor değilmiş” diyeceğinizden şüpheniz olmasın.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki doğadaki yolculuğunuz; görebileceğiniz en eğitici, en öğretici, ailenizle bağlarınızı güçlendiren, çocuklarınızın gelişiminde gözle görülür artılar doğuran, becerilerinizin farkına vardığınız ve en önemlisi de kendinizi keşfetmenizi sağlayan bir okul gibidir. Yeter ki alışkanlıklarımızdan, konforumuzdan taviz verebilmeyi göze alalım.

İşte bu minvalde amacım siz saygıdeğer okuyucularımıza dilimin döndüğünce bildiklerimi, gördüklerimi aktarabilmek, sizleri macera dolu bir yolculuğa çıkarmak olacaktır. Tabi ki hazır yemekler, hazır eğlenceler, sunulmuş (dayatılmış) paket programlar olmayacak; doğada sürprizlerle dolu ve de çok keyif alacağınız bir yolculuk sizleri bekliyor.

Fabrika ayarlarınıza geri döndürüleceğiniz, atalarımızdan miras doğal hayata zorlanmadan ayak uyduracağınız benim maceralı dünyamı tanımaya var mısınız?

Yazar: Ahmet Celalettin Kutlu