Sözün Ağırlığı

 Sözün Ağırlığı

Salgın hayatımızda birçok “yeni normal” i normale evirirken alışkınlıklarımızı, anlayışlarımızı da değiştiriyor. İnsanın değiştiği yerde de devletler, yönetimler hem genelde, hem yerelde bu değişime ayak uydurabilmek için birçok konuda politikalarını güncelliyorlar. Bu değişimlerden biri de turizm sektörü olsa gerek. Önceki yazılarımızda da bu değişime kısa kısa değinmiştik. Güneşin yükselmeye başladığı şu günlerde haberlerde de sıkça tatil anlayışımızın değiştiği; otel tatili yerine kamp, karavan turizmine taleplerin çoğaldığı ile ilgili haberleri görmüşsünüzdür. Bugünde bu konuya değinelim istedim.

Son 9-10 yıldır gittikçe artan bir ivmeyle yükselen kampçılık, karavan turizmi gibi doğa tatili anlayışı salgınla birlikte daha da hızlı bir yükselişe geçti. Geçtiğimiz yıllarda doğa turizmi alanında ki yükselen taleple hem kamu, hem özel sektör bu alana daha çok yatırım yapmaya başladı. Ancak bu yatırımlar genelde sahil şeridi ve yayla turizmi odaklı yoğunlaştı. Halbuki “doğa turizmi” başlığını, ülkemizin güzelliklerini göz önünde bulundurduğumuzda sadece sahile ve yaylaya indirgemek haksızlık gibi geliyor bana. Her bir köşesi ayrı ayrı güzelliklerle dolu ülkemizin bu alandaki potansiyelini yazmaya kalksak herhalde ciltler yetmez.

Doğa turizminde potansiyelinin farkına varamayan illerden biri de Konya olsa gerek. Konya Büyükşehir Belediyesinin Konya’da turizmin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesiyle ilgili bir planlama yaptığını ve sayın Uğur İbrahim Altay beyin konuya çok önem verdiğini duymuştum. Sözün ağırlığı var derler. Buna binaen birkaç öneri yapmak isterim gerekli mercilere ulaşması ümidiyle.

Beyşehir Gölü gibi bir incimiz var bildiğiniz gibi. Ama ne yazık ki turizmde ki payı yok denecek kadar az. Yabancı filmlerde, belgesellerde göl tatili teması denk gelmiştir sizlere de. Yurt dışında birçok ülkede Beyşehir Gölünün yanında su birikintisi gibi kalan; göl bile denmeyecek göletlerde adamlar her türlü etkinliği yapıyor. Yerli turisti geçtim dünyanın dört bir yanından turist çekiyorlar. Eşimin Beyşehirli olması hasebiyle sık gidiyorum ve her gidişimde buranın turizme kazandırılmasıyla ilgili hanımın başının etini yiyiyorum. Böyle bir cevherin turizme yeterince kazandırılmaması hakikaten üzüyor beni. Tarihi, köyleri, yaylaları, ormanı, gölüyle “keşfedin beni” diye bağırıyor sanki.

Mesela niçin Beyşehir Gölünde su sporlarıyla ilgili bir şeyler yapılmıyor? Eminim ki Türkiye’de su sporlarıyla ilgili dünyada tanınan bir merkez olur Beyşehir.

Bir diğeri de kampçılık ve trekking. Türkiye de birçok yerde kamp yapmış biri olarak şunu kesin bir dille söylemeliyim ki Konya bu alanda da çok yetersiz ne yazık ki. Evet Beyşehir’de bir kamp alanı var ama çok bakımsız ve yeterli alt yapıya sahip değil. Kapsamlı bir iyileştirmeyle ülkemizde ki gözde kamp alanlarından biri olabilir. Belirli rotalar çıkartılarak doğa yürüyüşü düşkünleri için yeni bir seçenek sunulabilir.

Bisiklet ve bisikletli kampçılık ta son dönemlerde yükselen bir trend. Göl çevresinde oluşturulacak doğal bisiklet parkuru ve 20-25 km aralıklarla yapılacak çadır konaklama alanlarıyla ki bu alanlardan kastım su, tuvalet gibi ihtiyaçların giderilebileceği çadır kurmaya uygun alanlarla ülkemizde kendinden söz ettirecek bir parkur oluşturulabilir. Emin olun sadece yerli değil birçok bisiklet tutkunu yabancı turistin de ilgisini kısa sürede kazanır. Bunlara ek olarak bisikletle ilgili aklımda ki bir projeyi daha yazmasam olmayacak. Konya sınırları içinde birçok kervansaray olduğunu biliyorsunuzdur. Belirli bir güzergahta ki 3-4 kervansaray belirlenerek yapılacak bir rota da “tarihle iç içe yolculuk” temalı bir şeyler var aklımda. Düşünsenize bisikletinizle 2-3 günlük bir tur. Bu yolculukta kervansaraylarda, hanlarda konaklıyorsunuz.

Bunlar aklıma geldikçe heyecanlanıyorum. Birçoğunu da yazmadım daha buraya. Bilemiyorum, yapılması zor şeyler olmasa gerek. Bir yerlerden başlamak lazım. Sözün ağırlığı var demiştim ya hah işte tamda ondan konusu geçtikçe anlatıyorum eşe dosta. İlla ki biz konuştukça bir yerlerde duyulacaktır. Kim bilir bir bakmışsınız hayalini kurduklarımız gerçek olmuş.

Yazar: Ahmet Celalettin Kutlu

Konya Bülten

Benzer Haberler